Fort San Pedro, Cebu City
Merhaba dostlar, bu yazıda Cebu şehrindeki maceralarımı ve bu şehirde gezilebilecek muhtemel yerleri kısaca sizlere anlatmaya çalışacağım. Öncelikle Cebu şehrinde bulunmamın en önemli nedeni ünlü Denizci, gezgin ve kâşif Ferdinand Macellan’ın Cebu’da öldürülmüş olmasıydı ve ayrıca birde aktarma yapmam gerekiyordu, Puerto Princesa’a daha önce bahsettiğim gibi küçük bir hava alanına sahip olduğu için iki şehre aktarma yapabiliyordum.
Bu aktarma noktaları elbetteki iki büyük şehir olan Manila ve Cebu, gideceğim yer ise Dünya üzerinde üne ulaşmış Boracay adası, Manila’dan geldiğim için Boracay’a geçerken Cebu şehrini de görüp, o şekilde Boracay’a geçmeyi uygun gördüm.
Mart ayının henüz 6. günü, Ülkem mart ayında oldukça soğuk ama Cebu neredeyse yanıyor. Kısıtlı vakit nedeni ile erken kalkıp yürümeye başlıyorum…
The Church of Christ of Latter Day Saints Temple
, Cebu City
Geçen yazımda kaldığım hostel’e yakın olduğunu söylediğim tapınak binasının önünden yavaş yavaş ilerliyorum. Bu sıcak hava Manila’daki sıcaktan biraz daha fazla ve yürümek gerçekten beni zorladı. Gittiğim her Filipin şehrindeki gibi alışveriş merkezlerinin savaşları burada da sürüyor. Yine her zamanki gibi SM Mall burada da en büyük, ama Robinson Mall konum olarak güzel bir yere konulmuş ve o da oldukça büyük. Güneş bir yandan, sıcak bir yandan, Asya’nın nemi bir yandan, Robinson Mall görünce hem içeride biraz serinlerim, hemde bir şişe su alırım diye kendimi içeriye attım.
Robinson’dan su almadan önce içerisinde biraz dolaştım, çünkü içeride güzel renkli gitarlardan oluşan bir sergi vardı. İçeride klima çalışıyor, dışarıda sıcak Asya havası, içeride püfür püfür Ayder Yaylası gibi esen klima havası. Kafam karışık bir ara çıkmasam mı ? diye kendime sordum. Uzun lafın kısası, gitmek istediğim yer Fort San Pedro ve bir ara GPS bir kenara, birine sorayım dedim, orayı bilmiyorum diye bir cevap aldım. Bir kişiye daha sordum, o da muhtemelen İngilizce bilmiyordu, üçüncü kişiye sormama kararı alarak yürümeye devam ettim ve Fort San Pedro’ya ulaştım.
Fort San Pedro, Cebu City
Fort San Pedro ve Cebu’da babamın daha önce gezdiği noktalar da gezmek ve fotoğraf çekmek ve çekilmek gerçekten ayrı bir keyifti. Yukarıda ki fotoğraflar ayrı zamanlarda, aynı yerde çekilmiştir.
Fort San Pedro
İspanyonlar… Evet yine İspanyollar, 17. Yüzyılda İspanyollar tarafından yapılan bu kale, 17. yüzyılın başlarında Müslüman akıncıları kovmak için taştan yapılmış. Bugünün yapısı 1738 yılından kalmaymış ve ülkenin de en eski üçgen kalesi durumunda olan bu kalenin iki tarafı denize bakıyor ve üçüncü taraf karaya açılıyor. Denize bakan iki taraf ise toplar ile güçlendirilmiş.
Kale aslında bir zaman tüneli gibi 1898’de Manila Körfezi Muharebesinde Commodore Dewey’in liderliğindeki Amerikalıların zaferi Filipin adalarındaki İspanyol döneminin sonunu getirmiş ve kale daha sonra İspanyollar tarafından devrimcilere teslim edilmiş. Bir süre devrimciler burayı okul gibi kullanmış. II Dünya savaşı sırasında Japonlar buraya sığınmış ve burayı bir hastane olarak kullanmışlar. 1957 yılındaki Cebu belediye başkanı tarafından yıkılıp yerine bir belediye binası yapılmak istenmiş ama halk tarafından protesto edilen belediye başkanı bu fikirden vazgeçmiş. Bir çok turistin uğrak noktası olan bu güzel kaleye giriş için sembolik bir ücret sayılabilecek 40-50 pesos gibi bir para ödemek zorunda kalıyorsunuz.
Kale’nin içinden fotoğraf galerisinin olduğu bölüm…
Magellan’s Cross
Magellan’s Cross
Macellan bu sularda öldürülmüş ama zaman geçtikçe buranın halkı Macellan ismini öyle kullanmaya başlamışlar ki, hava alanından, limanlara kadar bir çok yerde adını görebilirsiniz. Macellan Cross’a gelirsek, Macellan’ın Cebu’da Filipinli yerliler tarafından öldürülmesi nedeni ile yaptırılmış ve içerisinde Macellan’ın Haçı bulunmakta… Bu haç Cebu Şehri şehir merkezinin hemen önündeki Magallanes Caddesi üzerindeki Basilica Minore del Santo Niño’nun yanındaki bir kilisede yer almakta. Ancak bazı insanlar, orjinal haçların Magellan’ın ölümünden sonra yok edildiğini veya ortadan kaybolduğuna ve Haç’ın Filipinleri başarılı bir şekilde Hıristiyanlaştırdıktan sonra İspanyollar tarafından buraya dikilen bir kopya olduğuna inanıyorlar.
Basilica del Santo Niño
28 Nisan 1565 tarihinde inşa edilmiş olan bu kilise Filipinler’in en eski Katolik kilisesi imiş. Biz gezginler çok farklı Ülkelerde, çok farklı din ve inanışlarla karşılaşabiliyoruz ve tüm din ve inanışlara saygımız var. Katolik kesimin çok yoğun olduğu Filipinler’de bu kilisenin yeri ve önemi sanırım çok büyük olacak ki, içerisi ve dışarısı oldukça kalabalıktı. İnsanların ibadet ettiği yerlere saygımdan içeride çok fazla fotoğraf çekmedim, Cebu’da görülmesi gereken atmosferi değişik bir tarihi kilise diyerek konuyu özetleyebilirim.
Basilica del Santo Niño
Pilgrim Center
Basilica del Santo Niño’nun hemen karşısı, 3.500 kişilik bir tören alanı olarak adlandırılabilir. Kiliseyi görmeye gittiğiniz’de zaten hemen karşınızda belirecek.
Pilgrim Center
CITY HALL
Cebu City Hall
Colon Street
İspanyol bir arkadaş ile sohbet ederken, bu cadde ile ilgili Cebu’nun en işlek alışveriş caddesi olduğunu öğrendim. Buraya mutlaka git dedi ama sanırım burası gece alışveriş için daha uygun bir yermiş. Kalabalık içerisinde tüm caddeyi gezdim, outlet mantığında bir çok mağaza var, geceleri ise yollara tezgahlar kurulup satışlar yapılıyormuş ben sadece gündüz kalabalığı içeresinde turlama imkanı buldum.
Public Market
Bizdeki halk pazarı gibi düşünebilirsiniz, babama ilginç gelmiş olmalı ki, orayı ziyaret et değişik balıklar satıyorlar dedi. Baba tavsiyesi ile girdiğim bu halk pazarından, çıkmaz sokağa doğru ilerleyebileceğim aklıma gelmezdi. Cebu bir liman şehri, kale gördük, kilise gördük, sokakta yürüdük… Kardeşim bu deniz nerede diye kendi kendime sorar oldum. Bu halk pazarına da girmiş bulundum ama o balık kokuları, tavuk kokuları, kalabalık, sıcak… dayanılmaz bir yer. Bir gölge buldum ve hemen GPS’i açıp haritalardan denize doğru baktım. Haritanın hemen ucunda denizi gördüm, bizdeki gibi kordon mantığı vardır diyerek karşıdaki sokağa doğru yürümeye başladım. Bu sokağın içine doğru yürüdükçe bir şeylerin yanlış gittiğini daha iyi anladım ama yine de devam ettim. İlk defa Filipinler’de bir sokakta tedirgin olmuş ve şaşkınlık içerisindeydim. Sokağın içerisine doğru indikçe sokakta internet kafe’de gördüm, sokak ortasında bali poşeti ile dolaşan da. Bali poşeti ile dolaşan adamdan sonra sokağın çıkmaz olduğunu fark etmem ise tamamen keyif kaçırıcı idi. Buradan aynı şekilde dar ve uzun bu sokaktan geri dönmem gerekiyordu, sokakta tuhaf tipler, bali poşeti ile dolaşan bir tip, küçük bir kilise… Ne ararsam var, benimde elimde kocaman SLR bir makine, artık o küçücük sokakta ne kadar dikkat çekiyorsam herkesin gözü üzerimde, bende herhangi biri ile temas kurmamak için yere doğru bakarak hızlı adımlarla ilerleyerek sokaktan çıktım. Bu sokağı bırakın, halk pazarı etrafında tek bir turist bile yoktu, bu benim için farklı bir deneyim oldu. Filipinler’de büyük şehirlerde bazı mahalleler, sokak sokak ayrılmakta ve bazıları tehlikeli olabilir, bu nedenle girdiğiniz noktalara dikkat edin.
Halk pazarından falan kurtulup, kendimi SM Mall yoluna koymuşum. Yazının başından beri diyorum ya, sıcak, sıcak, sıcak… Gerçekten sıcak kardeşim, Cebu liman şehri dedik ya, bizdeki kordon yerine adamlar gemi giriş çıkış kapısı yapmış. Yolda yürürken uzun kamyon ve tır kuyruklarına denk geldim. Bir ara sıcaktan bunalıp, kendime gölge bir kaldırım buldum ve beş dakikalık bir mola verdim. Etrafta kamyonlar var ama insan yok, sürekli bir telefon sesi, etrafıma bakıyorum kimseyi göremiyorum. Kamyoncu arkadaş sıcaktan bunalmış olacak, kamyonun altına bir hamak kurmuş orada tableti ile oynuyor.
SM MALL
Fotoğraf çekmemişim sanırım, aslında alışveriş merkezi meraklısı değilim, hatta görmesem de olur. Buraları kontör yükleme, su ve süt alma gibi bazı şeyler için kullanıyorum. Kısaca söylemem gerekirse 7-eleven ile bir alışveriş merkezinde aynı suyun fiyatı arasında en az 10 pesos oynayabiliyor, 7-eleven ile hotel /hostel gurubundaki suyun arasında da en az 15-20 pesos oynayabilmekte. Yani alışveriş merkezindeki süpermarketlerde su 20 pesos ise, 7-eleven ve benzerlerinde 30-35 pesos, hotel veya hostel’den alacağım derseniz 50 pesos. Teorik olarak dünyanın bir ucuna gitmişin 10 pesos, 30 pesos, 50 pesos hesabı yapmak çok bir şey ifade etmeyecektir ama uzun vadede bizim gibi uzun seyahat eden insanlar için önemli hale gelmeye başlıyor. Bir kaç Cebu fotoğrafı daha ekleyip, bu uzun ve çok fotoğraflı yazıyı bitirsem sanırım iyi olacak…
Cebu kalabalık ve güzel bir yer, tabi çok kalıp kalmamak sizin elinizde, genelde konuştuğum insanlar 2-3 günlerini buraya ayırıp buradan Bohol’e aktarma yapıyorlar. Ben Bohol yerine bir uçağa atlayıp Boracay’a geçmeyi tercih ettim. Bundan sonraki yazımda Boracay’a başlıyorum. Tüm dostlara selamlar…
Göksel Baştürk | 2018