Dünya üzerinde en çok tanılan adalar’dan biri sanırım Bali adasıdır. Özellikle biz Türkler tarafından çokça sevilen fantastik ama biraz tuhaf bir yer olan Bali Adasındaki maceralarımı yazmaya devam ediyorum. Manila’dan Bali’ye geçişimi bir önceki yazdımda anlatmıştım ve yazımın sonunda ellerinde büyük kuklalarla ilerleyen kalabalıktan bahsetmiştim. Bu yazımda Bali’deki ilk günümde başıma gelen tuhaf olaylardan hatta beni dolandırmak istemelerinden, aç kalışımdan ve sokağa çıkma yasağından bahsedeceğim.
Boracay – Manila / Manila – Bali üst üste iki uçuş ardından yorulmuşum. Bali’ye indiğimde ilk işim bir telefon hattı satın almak oldu. XL diye bir operatöre bulaştım ama benden size tavsiye bu operatöre sakın bulaşmayın. Taksicilerin ve motorsikletçilerin arasından geçerek kalacağım hostel’i gecenin bir köründe buldum. Hostel görevlisi geç gelişimi bahane ederek yataklarının olmadığını söyledi. Beni bir odaya yerleştirebileceklerini ve çok az bir fark vermemi talep ettiler. Bende yorgun olduğum için itiraz etmedim ve odaya yerleştim. Bu arada telefon hattı aldığım için ödeme yaptığım para yetmedi ve bende ödemenin kalan kısmını ertesi gün ödeyeceğimi resepsiyona bildirdim.
Nuka Beach Inn, Kuta Beach, Bali
Tüm yorgunluğun üzerine sabah uyanamadım. Saat 11 gibi uyanıp kendimi sokağa attım
, birde ne göreyim yer gök sırılsıklam. Sahil yönüne doğru gittim bir kaç satıcı yapıştı onlardan kurtulup sahile ulaştığımda büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. Hayal kırıklığımın nedeni çöp dolu bir kumda yürümemdi. Bu fantastik adada çöplerin içinden kendime yürüyecek daha güzel bir yer buldum.
Plastik çöp sorunu ile karşınızda fantastik ada Bali ve Kuta Beach…
Hava alanı ve bir çok alışveriş merkezinin Kuta Beach’te bulunması nedeni ile burada bir süre kalmaya karar vermişken yolda yürüyor ve mağazalara bakarak ilerliyordum. Mağazalar açık ve içlerinde koşuşturmaca vardı ama benim birazdan başıma geleceklerden haberim yoktu. Sahil yürüyüşü sırasında bir ATM’nin kuyruk olduğunu gördüm ve sanırım sürü psikolojisi ile hareket ederek bende o kuyruğa dahil oldum. Bu kadar çok insan para çekmek için bekliyorsa bir nedeni olmalıydı. Sıra bana geldi kartımı taktım ve para çekmek istedim ama ATM bana para vermedi, bir kaç kez daha denedim yine para vermedi. Sonradan anladım ki kimse para çekemiyor ve etraftaki diğer ATM’lerin fişleri bile çekilmiş… Bu tek açık ATM olduğu için önünde kuyruk olmuş ama kimse para çekemiyordu.
Kuta Beach her zaman kirli diyemem, bazen oldukça huzur dolu…
Yemek yemem gerekliydi bu nedenle banka kartımdan para çekemiyorsam, Dünya üzerindeki en kolay bozulabilen para olan Amerikan Dolarını bozdurmam gerekir diye düşündüm ama o ne ? Tüm money changer kapıları duvar gibiydi. Bunun üzerine yakında gördüğüm bir MC Donald’s a doğru yürüken tüm dükkanların kapandığını gördüm ve hatta kapılarına kocaman zincir vurmuşlardı. İçimden şöyle diyordum; biraz önce buradan geçtim ve tüm dükkanlar açıktı sanırım müslüman bir ülke’de olduğum için herkes cuma namazına gitti ama birazdan geri gelirler… Konuyu cuma günü olması nedeniyle cuma namazına bağlamış yürürken MC Donald’s zincirlerinin de kapalı olduğunu görünce burada sanırım aç kaldık diye içimden söylenmeye başladım.
Çaresiz bir şekilde kaldığım yere dönmem ve bir şekilde ödeme yapmam gerekiyordu. Aslında parayı kaldığım yerde de bozabilirim diye düşünürek yolda yürürken, küçük bir banko’da money changer yazdığını gördüm ve hemen oraya yönelerek para bozuyor musun? dedim. Evet cevabını alınca 100$ verdim ve neden her yer kapalı diye sordum. Burası çok önemli… Sorduğum soruyu fırsat bilen changer beni sohbete tutmaya başladı ve yarın Silent Day bugün herkes yarım gün çalıştı yarın ise sokağa çıkmak bile yasak istersen biraz daha para boz çünkü yarın para bozamayabilirsin… 100$ Bali için yeterli bir para dedim ve parayı aldım. Ben Dünya üzerinde yürüye yürüye her türlü dolandırıcı ile karşılaştığım için her zaman parayı sayarım, parayı saydığımda eksik olduğunu fark ettim. Bunu changer’a da gösterdim pardon bir yanlışlık oldu herhalde diyerek parayı tamamladı… Aslında bir yanlışlık olmamıştı ve kibarca beni dolandırmak istemişti.
Önemli olan kısmı eğer Bali’de para bozduruyorsanız, paranızı teslim alırken iki defa kontrol etmelisiniz.
Parayı bozdurmuş ve dolandırılmaktan dikkatim sayesinde kurtulmuştum. Mutlu bir şekilde kaldığım hostel’e gidip ödemeyi yaptıktan sonra odamı değiştirmeyi düşünürken yolda muson yağmuru ile tanıştım. Öyle bir yağmaya başladı ki, bir ara bu yağmur dinmeyecek herhalde dedim ama neyseki 10 dakika sonra dindi.
Bali Adasında muson yağmurları…
Hostelci bahane üretmeye alıştı ya bu seferde odayı öğlenden sonraya kadar kullandın şu kadar daha öde dedi. Bende parayı ödedim 3 doların 5 doların benim için aslında çokta bir önemi yok. Çantamı başka bir odaya taşıdım ve yine hostel resepsiyonuna giderek bu Silent Day durumu nedir? diye sordum. Yarın sokağa çıkmanın yasak olduğunu ve restorantlarından yemek ayarlayacaklarını söylediler. Şu anda nerede yemek yiyebilirim sorusuna bizim ön taraftaki restorant şuan açık cevabını verdiler. Ne kadar aç kalmış olsamda biraz daha yürümeyi tercih ettim ve meydanda bekleyen bir kalabalık içerisine dahil oldum. Bu meydanda bir geçit var dediler ama o geçit bir türlü gelmeyince gidip yemek yemeği tercih ettim.
Nuka Restaurant (Tavuk ve Pilav)
Pilav ve tavuk siparişini verdim. Uzun süre sonra yediğim en güzel tavuk menüsüydü diyebilirim. Soya sosu gibi bir sos dökülüp servis edilmiş bu tavuk yemeği oldukça güzeldi. Yemekten sonra markete gittim çünkü ertesi sabah sokağa çıkayacaktım. Bir kaç çikolata, kek, cips, kola ve su alarak kalacağım yere döndüm ve uyudum.
Uyandığımda ise gerçekten sokağa çıkmak yasaktı. En azından bir havuzumuz var diye kendimi teselli ederken tüm hotelin o gün orada olacağını da düşünüyordum elbet… Gerçekten havuzun etrafı oldukça doluydu ama yinede 1 saat kadar yüzerek vakit geçiridm. Akşam için hotel bir yemek çıkardı ama ben siparişte geç kalınca o akşamı da aç geçirmek zorunda kaldım. Çünkü sadece sokağa çıkmak yasak değildi, elektrikli aydınlanma da yasaktı… Hotelin odalarının tüm penceleri kapatıldı, odalarda elektrik vardı lakin dışarıdan bunun görülmesi sanırım hoş değildi. Birisi yanlışlıkla pencerenin perdesini açtığında resepsiyon görevlisinin o odaya koştuğunu halen unutmuyorum. Sanırım büyük bir yaptırımı var ki adamlar çok hassaslar.
Silent Day (Nyepi) Kutlamaları…
Peki nedir bu? Bali hindularının bir inanışına göre yılbaşı imiş. Söylenenler doğru ise 1945 yılını kutluyorlar demişlerdi. Sokaklarda kuklalar ile şeytanı kovalıyorlarmış. Bu değişik güne denk geldiğime inanmıyorum… Bu fantastik adaya indiğimin ertesi gün başıma bu tuhaf olaylar başıma geldi ve bana çok değişik bir deneyim kattı. İşte dostlar dünya bazen böyle değişik işlere sahne olabiliyor. Bundan sonraki yazımda Kuta Beach hakkında yazacağım. Selamlar ve sevgiler.
Göksel Baştürk 2018 | Yazı 2019