Evet yaz geldi geçti, tatildi, işti, güçtü derken elimiz yazılara bir türlü gitmedi ve Gökçeada yazısının son bölümünü bir türlü bitiremedim ama neyse ki eylül ayında da ada güzel belki gitmek isteyenler olur yada gelecek senelerde gidecek olanlar kışın okur ne diyelim vaktimiz anca yetti. Önceki bölümlerde de bahsettiğimiz üzere adaya feribot, deniz otobüsü ve uçak ile ulaşım mevcut. Ben bana olan yakınlığı nedeni ile kara ulaşımını tercih ediyorum, feribot ile ilk olarak Kabatepe Limanın’dan, Kuzu Limanına giriş yapıyoruz. Kuzu Limanındaki yol direk olarak Gökçeada’nın Merkezine bağlanmakta, önceki bölümlerde yer seçimi olarak Merkez ve gece en hareketli yer olan Kaleköy’e yakınlığı nedeni ile Yeni Bademli ve civarını önermiştim. Feribottan inen hemen her aracın yer arayışı içinde olacağından Yeni Bademli civarında bir pansiyona rezervasyon yaptırmanız yararınıza olacaktır diye düşünüyorum, eğer rezervasyon yaptırmadan gidip yerinde görmek istiyorsanız Merkez’e varınca ilk rotanızı Yeni Bademli tarafına çevirin. Kalacak yer problemi çözülünce eğer Merkez veya Yeni Bademli tarafındaysanız o yorgunlukla gidilecek en güzel yer Yıldız Koy olacaktır.
Kendinizi dinlenmiş hissediyorsanız akşam üstü manzara için en güzel nokta Tepeköy’e çok yakın olan Çınaraltı, gün batımını buradan izlemek gerçekten büyük bir keyif diyebilirim. Bu bahsettiğimiz yerlerin fotoğraflarını birazdan ekleyeceğim ama önce rotama dönelim. Benim düzenli rotam Eşelek Köyü üzerinden öncelikle Aydıncık Plajı (burada sörf), ilerleyerek Laz Koyu (denize girmek için güzel bir koy), devam ettikten sonra Uğurlu (Türkiye’nin en batısı olup burada denize girmek çok keyifli), buradan Şahinkaya Köyü üzerinden Tepeköy ve Çınaraltı (gün batımı burada çok güzeldir), evet rotam bu şekilde şimdi rotayı fotoğraflarla destekleyelim.
Merkez üzerinden Eşelek Köyüne doğru yola çıkıyorum buraya kadar 10 km tutuyor köy üzerinden aydıncık plajındaki sörf okuluna ulaşıyorum 3 km daha tutuyor toplam 13 km mesafe ile sörf alanına ulaşabiliyorsunuz, daha önceki bölümde sörf okulu hakkında detaylı bir yazı yazmıştım, dileyenler aşağıdaki linkten o konuya’da geçebilir.
[wpfmb type=’info’ theme=1]https://gokselbasturk.com.tr/2015/12/17/bolum-3-gokceadada-sorf[/wpfmb]
Buradaki sörf olayından sonra rotama devam ediyorum, burada sadece sörf değil, denizde çok güzeldir adanın eğlenceli noktalarından biri diyebilirim. Yol sörf okuluna kadar fena sayılmaz güzel bir şekilde ilerliyor fakat bu rota üzerinden gitmeye başlanıldığında yollar virajlı ve dar acemi şoför arkadaşlara bu yolu tavsiye etmiyorum.
Yukarıda görüldüğü üzere yol bir müddet bu şekilde devam etmekte, ilerleyen bölümde Laz Koyuna girmeden sağ tarafta Kaya Mezarları bulunmakta merak edenler rotasına onuda ekleyebilir.
Burayı gördükten sonra yolumuza devam ediyoruz Laz Koyuna çok az kaldı. Yollarda karşınıza keçi, koyun gibi hayvanlar çıkabiliyor araba ile hız yapmamanız gerekmekte yolda her an önünüze bir canlı çıkabilir. Bu yolda geçtiğimiz sene çarpılarak ölmüş bir eşek görmüştüm
, fotoğrafı da var fakat koymak istemedim bu nedenle lütfen yavaş ilerleyelim.
Evet tabelayı gördükten sonra yoldan içeriye giriyoruz ve kısa bir mesafe sonra Laz Koyuna ulaşıyoruz.
Burada şemsiye’de kiralayabilirsiniz, kendi şemsiyeniz ile de gidebilirsiniz, deniz güzel ve ortam sessiz sakin yani kafa dinlemek için birebir yer seçimi olabilir. Bu güzel yerden de ayrılıp Uğurlu Plajına doğru yol alıyoruz.
Laz Koyu Uğurlu’ya oldukça yakın, Şirinköy’den ayrılıp Uğurlu’daki Gizli Limanı göreceksiniz buraları hızlı bir şekilde geçip karşınızdaki tepeye tırmanıp tepenin hemen arkasındaki İnce Burun’a geçiniz. Yukarıda fotoğrafta görüldüğü üzere kum yok irili ufaklı taşlardan oluşan plaj ve birden derinleşen suya sahip ve deniz burada oldukça berraktır. Ayrıca İnce Burun Türkiyemizin en batısıdır.
Üst kısımda Uğurlu’dan Gizli Liman’ın oradan tepeyi tırmanın demiştim, İnce Burun’dan dönüşte işte o tepeden Gizli Liman, bu limandan çok aslında tek parçadan oluşan bir dalga kıran, buradan rotamız Tepeköy, Şahinkaya Köyü üzeriden yola devam ediyoruz burada yol Laz Koyuna ulaştığımız yola göre çok daha iyi.
Tepeköy yol aryımına kadar güzel olan yol bundan sonra dik, dar ve virajlı bu nedenle dikkatli olunması gerek. Peki burada ne var, öncelikle Tepeköy’e tırmanmaya başladığınızda yol ikiye ayrılıyor sol tarafta Tepeköy gözükmekte sağ tarafa gittiğinizde ise Çınaraltı denilen yer bulunuyor. Adından anlaşılacağı üzere yüksek bir tepede bulunan bu şirin, küçük köyde artık meşhur olmuş Barba Yorgu’nun şaraplarına bakabilirsiniz ayrıca Eleni Restaurant’ta balık yemenizi tavsiye ederim. Mekan tanıtımdan çok manzara fotoğrafları ile konuyu desteklemek daha iyi olacak diye düşünüyorum bu nedenle Çınaraltından gün batımına bakalım.
Yazlık evim Gökçeada’nın tam karşısında bulunuyor, yani yılın 6 ayı Gökçeada’ya uzaktan bakma fırsatım oluyor, ayrıca yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz ada ise Samotrake bizim dilimizde ise Semadirek olarak geçen ada, hem Gökçeada hemde Semadirek Adasını yazlık evimden görebiliyorum fakat burada Gökçeada’dayım ve farklı bir açıdan evimin bulunduğu yere ve Semadirek Adasına bakıyorum.
Semadirek dedik o kadar anlattık, işte yukarıda büyük olarak çektiğim bir fotoğrafı ve Çınaraltından gün batımı izlemek gerçekten keyif verici mutlaka uğramanız gereken bir nokta.
Bu Çınaraltı gün batımından son karemiz olsun. Merkeze dönerken yolun hemen kenarında ise bir baraj bulunmakta karşıdaki tepeler suya yansıma yapınca hemen bir fotoğraf çekmek için durdum o kareyi de ekleyelim.
Aslında yazılacak çizilecek çok yer, çok mekan var ama şu son bölüme başlamakta, bitirmekte nedense sanki bana eziyet gibi geldi. Bu nedenle sadece sevdiğim ve güzel manzaralı olan yerleri yazmayı uygun gördüm. Mesela yazın ortasında orman içine şelale aramaya gitmeyin, çünkü kurak mevsim nedeni ile şelalenin suyu çok az akıyor, ben buraya eklemedim ama mutlaka Zeytinli’ye uğrayıp madamın dibek kahvesini deneyin, daha önce ki bölümlerde Merkez’deki kebapçıdan kısaca bahsetmiştim kebap seven arkadaşların çok fazla alternatifi yok fakat adanın kuzu kapaması meşhur bence deneyin. Gün batımı için Çınaraltı dedim vaktiniz varsa bir başka akşam üstü Kaleköy’den kayaların üzerinden gün batımını izleyin, bölüm 3′te benim de çok sevdiğim bir spor olan sörf’ten bahsettim mutlaka yapmaya çalışın rüzgarı hissettikçe hoşunuza gidecektir. Ayrıca ada’da dalış merkezi var bu işe merakı olanlar mutlaka buraya gitmeli ve su altı milli parkında dalış yapmalı diye düşünüyorum. Gökçeada çok güzel ve yapılacak çok daha fazla şey, gezilecek çok daha fazla yer var ama bu yazı dizisinde benden şimdilik bu kadar.
Gökçeada keşfedilecek çok yeri olan güzel ve şirin bir yer, işte geldik dönüyoruz yukarıdaki Kuzu Limanının bir parçası da son fotoğraf olsun. Gökçeada yolculuğuna kendi aracınız ile çıkıyorsanız adaya gitmeden yada dönerken mutlaka Şehitliklerimizi de geziniz, hepinize iyi geziler ve tatiller dilerim.
Gökçeada ile ilgili diğer yazılar:
[wpfmb type=’info’ theme=1]Bölüm 1 – Gökçeada yolculuğu başlıyor… Gökçeada’ya varmak.[/wpfmb]
[wpfmb type=’info’ theme=1]Bölüm 2 – Gökçeada’da konaklama için yer seçimi…[/wpfmb]
[wpfmb type=’info’ theme=1]Bölüm 3 – Gökçeada’da Sörf…[/wpfmb]
Göksel BAŞTÜRK ARŞİV gokselbasturk.com.tr / 2013